Yazılarım



Çağlayancerit'le ilgili yazılarım için tıklayınız


Nietzsche: Bir inancı sırf âdettir diye kabullenmeye namussuzluk, korkaklık, tembellik denir.

Geçmişe genelde dikiz aynasından bakıyoruz. Ama dikkat edin ayna bazan yanıltıcı olabiliyor. Biliyorsunuz ayna ters yansıtır. Sağınızı sol, solunuzu da sağ olarak görürsünüz. O aynaya pek güvenmemek lazım. Cisimler aynada bazan olduğundan daha yakın görünür.Ben şu ana kadar ayna tutanların hepsini reddettim. En güzeli ne biliyor musunuz? Eşşeğe ters binmeye karar verdim ben.Kendi gözlerimle görmek benim için önemli çünkü.Sende eşeğe ters bindiğinde belki aynı bakış açısına sahip olacağız. Aramızdaki fark bu.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 ÇALIŞIYOR MEHMET HOCA

 İstediği Her menzile
 Ulaşıyor Mehmet hoca
 Meşguldür kendi işiyle
 Uğraşıyor Mehmet hoca

 Çok Hoş Efendi Birisi
 İbrahim Bahçe Emmisi
 Mali müşavir kendisi
 Çalışıyor Mehmet hoca

 Üç oğlu var üç’te kızı
 Bağrında olmasın sızı
 Hep yürür kesilmez hızı
 Koşuşuyor Mehmet hoca

 Gülücükler var yüzünde
 Yürür Ata’nın izinde
 Gönlü olmasın hüzünde
 Çalışıyor Mehmet hoca

 Maaşına haram katmaz
 Barışıktır küsü tutmaz
 Dostların asla unutmaz
 Buluşuyor Mehmet hoca

 Bakar geçer gülenlere
 Kucak açar gelenlere
 Bilmediğin bilenlere
 Danışıyor Mehmet hoca

 Ali’m uzak olsun çile
 Gönül kırmaz bile- bile
 Hem ilim hem bilim ile
 Yarışıyor Mehmet hoca

Aşık Ali Ataş

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Mevsim kış
Kar yağar
Huzurun üstüne
Yıldız yıldız
Daglar atılmış pamuk
Mezarda ölüler dışlarda
Kefenleri ile..
Öyle sessiz öyle durgun
Soğuk üşür
Adamlar damlarda
Kadınlar bekler
Düşte sevgili
Bekler gibi
Güneşe yenik
Kar yığınları
Düşün ömrü kadar
Bir başkadır hisler
Kar altında
Anlatılmaz yaşanır
Bir umut bekler
Baharı sevgililer
Dallara konar kar
Ağaçlar çiçek çiçek
Bir başka dünyayı
Yaşar gönüller
Kar beyazdır
Anamın ak sütü gibi
Pul pul konar saçlarına
Bir kış mevsiminde
Yol alırız gelecek
Sonsuz yarınlara 



Uzaklar
Uzağı yıldızlara bakınca
Yakını sana dokununca
Anladım
Uzaklarlardan göz kirpar
Yıldızlar 
Senin ok kirpiklerin 
Uzaklar uzaklar
Bana çok uzaklar
İcimin derin duyguları 
Kadar
Hep uzaklarda ararım 
Özlemlerimi 
Ben bana ne kadar
Uzaksam
Uzaklar bana bir özlem 
İcim uzaklar kadar 
Derin
Ne uzaklara yetişirim 
Ne uzaklar bana 
Uzak bir diyardayim
Herese uzak ben miyim
Yoksa herkes bana mı 
İste böyle uzar gider
Uzaklar....
 --------------------
Çiçek 
Duruşun 
Bakışın 
Endamın 
Yürüyüşünle
Öyle güzelsin ki
Öyle kal...
Bir söz söyleme 
Bozmasın bir kelime
Bu duruşu 
Bu büyün gitmesin
Gözümden. 
Kim olduğunu 
Bilmeyeyim 
Sesini duymayayım
Bir Gül gibi kal 
Seyirlik
Adın çiçek olsun.
---------------------



                                     Ebuzer Çölde İsyanda


Rüyası çalınan çocukları
En kutsal yalanlarla efsunladılar
Kimsesizlerin Tanrısını Kenzolar çaldı
Göz yaşında saklı zemzem suyunu
Şifa niyetine içtiler.
Dilsiz ağaçların iniltisi duymadılar
Yanarken canlar Madımakta.
Bir kova su serpmediniz yangına.
Masallar sandalında salladınız
Merhametiniz acımasızlığın ellerinde
Ninnileriniz sesiz çığlıklaraydı.
Kuğulara sevişmeyi öğreten
Sularda yıkanmadınız…
Temizliğiniz Tanrının ışığından uzak
Hurda medeniyetinizle hayatlar yakılırken
Yazık ettiniz yarınlara..
Benim Tanrıma Tanrı demeyin
Bu kadar Tanrısızken..
Benim Tanrımı bana satmayın.
Ben sizin Tanrınıza inanmam..
Bırak Tanrısız kalayım
Bu kadar adına aldatılan Tanrıdan.
İsyanımız Deniz dalgaları asiliğinde
Kılıcımız Spartaküs kadar keskinken
Size rahat yok Ebuzer çölde isyanda..

Mehmet Bahçe
    Adana




OZA'DAN

XIV

Selam Oza, evde, geceleyin
Ya da uzakta bir yerde, neresi olursa olsun,
havlarken köpekler,yalarken kendi göz yaşlarını
Senin soluğundur duyduğum ses.
                 Selam Oza!

Nasıl bilebilirdim, sinik ve gülünç
Bir kişi gibi, ürkerek giren bir göle,
Gerçekte korku olduğunu aşkın, söyle?
                Selam Oza!

Ne korkunç, bir başına düşünmek şimdi seni?
Daha da korkunç,bir başına değilsen oysa:
Şeytan öylesine doyumsuz bir güzellik vermiş ki sana.
                Selam Oza!


Ey - insanlar, lokomotifler, mikroplar
Gerin kanatlarınızı elinizden geldiğince ona.
Harcatmam onun, dokundurtmam kılına.
                Selam Oza!

Yaşam bir bitki değilse aslında,
Neden dilimliyor, parçalıyor insanlar onu
                Selam Oza!
Ne acı bu denli geç rastlamak sana
Ve böylesine erken ayrı kalmak sonunda.

Karşıtlar getiriliyor bir araya
Bırak çekeyim kahrını ve acını kendime
Çünkü acılı kutbuyum mıknatısın ben,
Sense sevinçli. Dilerim sonuna dek kalırsın öyle.

Dilerim hiç bilmezsin ne denli hüzünlüyüm.
İnan, kendimle üzmeyeceğim seni.
İnan, ders olamayacak sana ölümüm.
İnan, yük olmayacağım sana yaşamımla.

Selam Oza, dilerim ışıl ışıl kalırsın hep
Bir sokak fenerinden sızan bir ışık gibi.
Suçlayamam bırakıp gittiğin için beni.
Şükür ki girdin yaşamıma.


             Selam Oza!


 Andrey VOZNESENSKİ


 Çeviren : Mehmet H. DOĞAN - Turgay GÖNENÇ